top of page

Ekran Süresi ve Çocuk Gelişimi: Bilimsel Araştırmalar Ne Söylüyor?

Teknolojik cihazlar ve ekranlar, günümüz çocuklarının günlük yaşamının önemli bir parçası haline geldi. Ancak, çocukların ekran karşısında geçirdikleri süre ve bu sürenin gelişimleri üzerindeki etkileri ebeveynler ve eğitimciler arasında tartışılmaya devam ediyor. Özellikle ülkemizde ciddi yaygınlaşan bir durum olarak çocuklarda uyarıcı eksikliği ve yoğun ekrana maruz kalma sonucu ortaya çıkan otizm benzeri belirtiler görmeye başlıyoruz. Bununla birlikte çocuklar konuşmuyor ve saldırgan davranışlarda bulunuyor. Bu yazıda, ekran süresinin çocukların bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi üzerindeki etkilerini bilimsel araştırmalar ışığında inceleyeceğiz. Umarım sizler için bilgilendirici ve güzel bir okuma olur.


Bilişsel Gelişim Üzerindeki Etkiler

Ekran süresinin çocukların bilişsel gelişimi üzerindeki etkisi hakkında yapılan araştırmalar, özellikle küçük yaştaki çocuklar için kritik bulgular sunuyor. Zimmerman, Christakis ve Meltzoff’un (2007) yaptığı bir çalışmada, 2 yaş altı çocukların televizyon izleme süreleri ile dil gelişimi arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Çalışma, erken yaşta ekran kullanımının, dil öğrenimi için gerekli olan yüz yüze etkileşimleri azalttığını ve çocukların kelime dağarcığının sınırlı kaldığını göstermektedir.


Hutton ve arkadaşları (2015) ise MRI kullanarak yaptıkları bir çalışmada, aşırı ekran süresinin beyin yapısında değişikliklere yol açabileceğini, özellikle prefrontal korteks bölgesindeki gri madde yoğunluğunu azalttığını bulmuşlardır. Bu bölge, dikkat, karar verme ve problem çözme becerilerinden sorumludur. Araştırmacılar, bu değişikliklerin özellikle okul öncesi çocukların bilişsel becerilerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğini belirtmişlerdir.


Sosyal ve Duygusal Gelişim

Ekran karşısında geçirilen sürenin çocukların sosyal ve duygusal gelişimi üzerindeki etkileri de dikkat çekicidir. Richards ve Calvert (2016), uzun süre televizyon izleyen çocukların, empati kurma becerilerinin ve duygusal düzenleme kapasitelerinin sınırlı olabileceğini öne sürmüştür. Özellikle şiddet içerikli programlar izleyen çocuklar, sosyal etkileşimlerde daha agresif tepkiler verebilir ve duygusal farkındalıkları daha düşük olabilir.


Twenge ve arkadaşları (2019) ise, sosyal medya ve dijital cihaz kullanımının artmasıyla gençlerde depresyon ve anksiyete oranlarının arttığını tespit etmişlerdir. Çocuklarda benzer bir eğilim olmasa da, aşırı ekran kullanımı sosyal izolasyonu tetikleyebilir ve yüz yüze etkileşimlerin yerini alabilir, bu da sosyal becerilerin gelişimini olumsuz etkileyebilir.


Fiziksel Gelişim

Ekran süresi ile çocukların fiziksel sağlığı arasındaki ilişki de önemli bir konu başlığıdır. Strasburger (2010), ekran karşısında fazla zaman geçirmenin çocuklarda hareketsiz bir yaşam tarzını teşvik ettiğini ve obezite riskini artırdığını belirtmiştir. Aynı şekilde Tremblay ve arkadaşları (2011), uzun süre televizyon veya tablet kullanımıyla hareketsizlik arasındaki ilişkiyi doğrulamış ve çocukların fiziksel aktivitelerden uzaklaştıkça kas gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini vurgulamışlardır. Ayrıca, ekranların yaydığı mavi ışığın çocukların uyku düzeni üzerindeki etkileri de araştırılmıştır. Hale ve Guan (2015), çocukların yatmadan önce dijital cihazları kullanmalarının uyku sürelerini azalttığını ve uyku kalitesini düşürdüğünü ortaya koymuştur. Uyku bozuklukları, çocukların bilişsel performanslarını ve genel sağlık durumlarını olumsuz etkileyebilir.


Ekran Süresini Yönetme Stratejileri

Literatürde ekran süresinin etkilerini azaltmak ve çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmelerini sağlamak için çeşitli stratejiler önerilmektedir. American Academy of Pediatrics (AAP, 2016), 2 yaş altındaki çocuklar için ekran süresinin mümkün olduğunca sınırlandırılması gerektiğini belirtmektedir. 4-5 yaş arası çocuklar için ise günlük en fazla bir saat kaliteli içerik izlemeleri önerilmektedir. AAP ayrıca, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte ekran başında zaman geçirmeleri ve izledikleri içerikleri tartışarak öğrenme sürecini desteklemeleri gerektiğini vurgulamaktadır.


Radesky ve Christakis (2016), ekran süresi yönetimi için ailelerin evde belirli ekran kuralları koymalarını ve ekran kullanımını sosyalleşme ve öğrenmeye entegre etmelerini önermektedir. Çocukların ekran başında geçirdikleri zamanı dengelemek, aynı zamanda açık hava oyunları, yaratıcı faaliyetler ve yüz yüze etkileşimlerle desteklenmelidir.


Ekran Süresinin Pozitif Yönleri

Araştırmalar, ekran süresinin her zaman olumsuz etkiler yaratmadığını da ortaya koymaktadır. Vandewater ve arkadaşları (2006), yaşa uygun eğitimsel içeriklerin çocukların bilişsel gelişiminde olumlu katkılar sağlayabileceğini vurgulamaktadır. Özellikle okul öncesi dönemde, eğitici videolar ve interaktif uygulamalar çocukların temel bilişsel becerilerini (örneğin, sayılar, renkler, harfler) geliştirebilir. Blumberg ve Fisch (2013) ise, bazı dijital oyunların problem çözme ve stratejik düşünme becerilerini teşvik ettiğini, bu nedenle ekran süresinin dikkatli bir şekilde yönetildiğinde gelişime olumlu katkılar sağlayabileceğini belirtmişlerdir.


Sonuç

Ekran süresinin çocuk gelişimi üzerindeki etkileri karmaşıktır ve birçok faktöre bağlıdır. Aşırı kullanım, bilişsel, sosyal ve fiziksel gelişim üzerinde olumsuz etkilere neden olabilirken, dengeli ve bilinçli kullanıldığında, eğitici içerikler çocukların gelişimine katkı sağlayabilir. Literatürdeki bulgular, ebeveynlerin çocukların ekran süresini sınırlandırmaları ve kaliteli içerikler sunarak bu süreci yönetmeleri gerektiğini göstermektedir. Fakat maalesef ekran şu an için ağlamayı susturmak veya yemek yedirmek için kullanılıyor. Çocuklarla çalıştığım dönemde en çok çalıştığım konulardan biri ekran bağımlılığıydı. Bu sebeple fazlasının çocuklar üzerinde nasıl bir tahribat oluşturacağını biliyorum.


Yazımı nasıl buldunuz? Sizin bu konu ile ilgili bir yaşantınız oldu mu?



 
 
 

Commenti


bottom of page